Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, iş güvencesi konusunda anlık reflekslerle atılacak adımların kaosa neden olabileceğini belirterek, “Devlet, kamuda güvence demektir. Milletin geleceğinin güven altına alınması kamuda güvenceden geçer. Kamu mevzuatının tevhit edilmesine evet, kamu görevlilerinin iş güvencelerinin tehdit edilmesine hayır diyoruz” dedi.
Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi ile birlikte, Burdur Şubesi’nin olağanüstü kongresine katıldı.
Destanlar yazdık
Genel kurulun açılışında konuşan Yalçın, sendika olarak nitelikli çalışmalara imza attıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Yaptığımız çalışmalar, sadece dar bir alana sıkışmış çalışmalar değil. Hizmet sendikacılığı diyerek, ücret sendikacılığının yanına bir paragraf açtık. Akademik zeminde rekabeti önemseyen erdemli bir sendikal anlayışla, sendikal hayatta destanlar yazdık. Sadece üyelerimize değil, ülkeye ve kadim medeniyetimize de kazandırdık. Bundan sonraki yolculuğumuz da bu güzergahta seyredecektir. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, bu ülkede temel hak ve özgürlüklerin temininde, yol açma, yol alma noktasında şimdiye kadar bedenini ortaya koymuş ve ülkenin dönüşümüne en anlamlı katkıyı sunmuş, sunmaya da devam edecektir.”
“Bediüzzaman’ın dediği gibi, üç tane biri alt alta koyup topladığınız zaman üç eder, ancak yan yana koyduğunuz zaman yüz on bir eder ve daha güçlü olmayı, daha heybetli olmayı simgeler” diyen Yalçın, örgütlü olmanın önemine dikkat çekerek, “28 Şubat postmodern darbesinde, bir milyon üyeyle alanlara çıkamamanın, bir milyon üyeyle meşru hükûmetin yanında duramamanın üzüntüsünü yaşamıştık. Eğer, bir milyon üyemizle o gün var olsaydık, ülkenin seçilmiş hükûmetini darbeyle indiremezlerdi. O gün yanlış yerde duranlara hesap sorarak bugünlere geldik. 15 Temmuz’da daha haince gelen darbeciler karşısında, olayın geliştiği ilk anlarda, bunun bir işgal girişimi olduğunu ifade ederek ilk sesi verdik. Millet iradesinin yanında olduğumuzu bildirdik ve tüm teşkilatımıza, ‘gün bugündür, zaman bu zamandır, haydi alanlara’ dedik ve 1 milyon üyemizi meydanlara davet ettik. Şükürler olsun yüz akıyla 16 Temmuz’a çıktık” şeklinde konuştu.
Türkiye kadim medeniyetin ruhunu taşıyor
Türkiye’nin sıradan bir ülke olmadığını, kadim medeniyetin ruhunu taşıdığını kaydeden Yalçın, şunları söyledi: “Bu ülke sıradan bir ülke değildir, bu ülke, genetiğinde kadim medeniyetin ruhunu, varlığını taşıyan, dirayet ve ferasetiyle mazlum coğrafyalara umut aşılayan bir ülkedir. Yeniden bir diriliş, yeniden bir uyanış olacaksa, bu coğrafyadan olacaktır. Bunu bilen şer odakları, ülkenin kazanımlarını yerle bir etmek adına her on yılda bir millete haddini bildirme operasyonları düzenledi. 7 darbe girişimi denendi demiştik ki, 8’incisi daha kanlı ve haince geldi. Ama bu sefer başaramadılar, halkın gücü, tankın gücünü yendi ve kirli ittifak yerle bir oldu.”
15 Temmuz’da ABD/Batı doğru yerde duramadı
Konuşmasında, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine değinen Ali Yalçın, “15 Temmuz’da en berbat şekilde geldiler ve bu milletin tarihindeki en büyük ihaneti yaşattılar. Milletin jetleriyle millete saldırdılar. Onlar bu hainliği yaparken, İstanbul Büyükada’da 13 CIA Orta Doğu uzmanı operasyonu yönetiyordu. ABD Başkanlık adaylığı sürecinde Trump ifade etti, başarısız oldular, başaramadılar” diye konuştu.
Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “15 Temmuz sürecinde ABD/Batı doğru yerde duramadı, sınıfta kaldı. Hain girişimin seyrine göre tavır belirlediler, ABD’den ilk tepki iki saat sonra geldi. İlk başta taraf dediler, sonra taraf seçtiler. Meşru hükûmetin yanında yer aldıklarını deklare etmek zorunda kaldılar. Müttefiklik hukuku, teröristbaşını iade etmeyi ve kendi ülkelerindeki bu kirli yapılanmanın faaliyetlerini durdurmayı gerektirir. ABD’den bunu bekliyor ve istiyoruz.”
Kadim medeniyet yeniden tahkim edilmelidir
Sudan davetinde SWTUF heyetinin kendilerine, “Türkiye, sadece Türkiye değil” dediğini aktaran Yalçın, “Biz biliyoruz ki, Türkiye medeniyet coğrafyasının yaşayan gücüdür. Bunu tüm İslam coğrafyası da böyle kabul ediyor. SWTUF heyeti o gün sabaha kadar dua ettiklerini ve bayraklarıyla yanımızda durduklarını ifade ettiler. Dünyanın birçok yerinde insanlar Türkiye’ye dualarını esirgemediler. Çünkü herkes biliyor ki, Türkiye, sadece Türkiye değildir. Cumhurbaşkanının ‘dünya 5’ten büyüktür’ deyişi onlar için çok şey ifade ediyor. Onun için, mağdur ve mazlum coğrafyaların umudunun örselenmemesi için, bu milletin diz çökmemesi için, kadim medeniyetin yeniden tahkim edilmesi ve dünyaya sunulması için yürüyüşümüzü büyütmek ve sonuna kadar götürmekten başka şansımız yok” dedi.
657, milleti FETÖ’nün darbesinden korudu
Son günlerde gündeme gelen kamuda iş güvencesi konusuna da değinen Yalçın, kamuda iş güvencesinin anlık duygularla değiştirilemeyeceğini dile getirdi. “Kamuda iş güvencesi olmasaydı, FETÖ kamunun tamamını ele geçirirdi” diyen Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “FETÖ, iş güvencesinin esnek olduğu, istihdamın farklı yürüdüğü TÜBİTAK’ı, KOSGEB’i ele geçirdi. 657, bu milleti, FETÖ’nün darbesinden korumuştur. İş güvencesi konusunda anlık reflekslerle atılacak adımlar bu millete çok pahalıya mal olur. Devlet, kamuda güvence demektir, milletin geleceğinin güvence altına alınması kamuda güvenceden geçer. 28 Şubat’ta 657 kullanılarak ihraç edilen insanları ve onların yaşadığı mağduriyetleri biliyoruz. Yönetsel anlamdaki yetersizlikler, diğer çalışanlara yüklenmemelidir. Kamu mevzuatında birleştirmeye evet diyoruz. Kamu mevzuatının tevhit edilmesine evet ama kamu görevlilerinin iş güvencelerinin tehdit edilmesine hayır diyoruz. Kamuda Türkiye’nin yönetici akademisi yok, yaşanan tıkanıklığı doğru yerde görmeli ve çözebilmeliyiz, aksi takdirde ülkeyi kaosa ve belirsizliğe taşımış oluruz.”
Eğitim-Bir-Sen Burdur Şubesi’nin olağanüstü kongresinde divan başkanlığını Genel Başkan Vekili Latif Selvi yaptı.