Ülkemiz, on iki yıldır milli ve manevi değerleriyle yüzleşerek bu değerlerin birçoğuyla barıştı. Asimile egemenlerin korku iklimi oluşturarak zorbalıkla dayattığı birçok yasak kalktıkça, insanımız değerlerine kavuşmanın verdiği mutlulukla ülkesine ve devletine daha bir güven duymaya başladı. Devletin milletiyle ve onun değerleriyle barışmasını geleceğimiz adına çok önemsiyoruz. Bu cümleden olmak üzere neşter vurulması gereken bir konu da Cuma günüdür. Esasen bu basit konunun çoktan halledilmesi gerekirdi. Sebebi; herkesin bu sorunu aynı ölçüde yaşamaması olsa gerektir. Gerek kamu çalışanları, gerek özel sektör çalışanları, gerekse öğrenciler çoğu zaman isteseler de Cuma namazına gidememektedir. Bu sorunun çözülmesi artık elzem olmuştur.
Cumanın tatil olması konusuna tarihi açıdan bakacak olursak; Osmanlı’da pazartesi, perşembe, salı, pazar derken cumanın tatil olmasında karar kılınmıştır. Bu arada Hristiyanlar pazar, Yahudiler de cumartesi günü tatil yapmışlardır. Ancak Cumhuriyetin kuruluşundan kısa süre önce yapılan İzmir İktisat Kongresi’nde bütün din mensupları için ortak olmak üzere Cuma gününün tatil olması benimsenmiştir. Bunun dışında isteyen esnaf, diğer günlerde de iş yerini açmayabilecekti. Bu karara dayanılarak 1924 yılında Cuma günü tatil olarak kabul edilmiştir. Bu durum, 1935’e kadar sürmüş, 1935’te çıkarılan bir kanunla cuma tatili iptal edilmiş; tatil günü cumartesi öğleden sonrasında başlatılarak pazara alınmıştır. 1974’e gelindiğinde ise Cumartesinin tamamı tatil ilan edilerek haftalık tatil iki güne çıkarılmıştır. Böylece Müslümanlar, cumartesi-pazar tatil yaparken kraldan çok kralcıların baskıları neticesinde neredeyse Cuma namazına gidemez olmuş; Cumaya giden kamu çalışanları fişlenmiştir.
Haftalık tatil günlerinin değerlendirilmesinde bazen iktisadi, bazen de dini bakış açıları öne çıkmıştır. Bir millet için başka dinlerin tatil günlerini tatil kabul etmek ve kendi dininin emri olan Cuma namazına gidememek tek kelimeyle zillettir ve biz bu zilletle daha fazla yaşamak istemiyoruz. Osmanlı’da bir dönem medrese öğrencilerinin Cuma namazı kılamama problemi olmadığından Salı günü tatil yapmalarından hareketle; bizim için asıl mesele, Cuma günü yediden yetmişe hiçbir engelle karşılaşmadan Cuma namazı kılabilmektir. İbadet, insanoğlunun bize göre temel ihtiyaçları arasındadır ve bu ihtiyacın engellenmesi de doğal bir hakkın ihlalidir.
Sözü çok uzatmadan diyoruz ki: Ya haftada iki gün tatilin bir günü Cuma olsun ya da Türkiye genelinde Cuma günleri 12.00 – 14.00 saatleri arasında öğle tatili olsun.
Tercihimizin birinciden yana olduğunu söylemeye gerek var mı?
Sonuç: Hükümeti ivedilikle bu can yakıcı sorunu çözmeye davet ediyoruz.
Erol Ermiş
Eğitim-Bir-Sen
İstanbul 3No’lu Şube Başkanı
ACİL ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLAR
KUMPAS DEĞİL UYARI
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ